Fotoğraf & Video Dersleri
Geceleri sokak fotoğraf çekimleri için ipuçları!
Gece fotoğrafçılığı her zaman bir seyahat fotoğrafçısı olarak çalışmalarımın önemli bir parçası olmuştur ve yıllar boyunca kendi kişisel favori görüntülerimi de yakaladığım bir türdür.
Yaşadığım Güneydoğu Asya’da, gün batımına yakın saatlerde insanlar her zamanki gibi akşam sokak yemeği avına çıktıklarından sokaklarda bir hareketlilik oluyor. Ancak bu her ne kadar çekim yapmak için harika bir zaman olsa da, benim gece fotoğrafçılığı olarak değerlendirebileceğim bir şey değil, daha çok gelecek şeylerin bir başlangıcı.
İnsanlar evlerine gidip akşamın ilerleyen saatlerinde tekrar dışarı çıkmadan önce ne yaparlarsa yapsınlar, genellikle birkaç saatlik bir durgunluk olur – gerçek gece çekimi için tam zamanında.
Bu saatler arasında, hiçbir fotoğrafçı tarafından kaçırılmaması gereken büyülü ‘mavi saat’ vardır. Bu, ışıklar yanmaya başladığında binaları ve sokak sahnelerini çekebileceğiniz daha büyük ve daha geniş görüntüler yakalamak için harika bir zamandır.
Mavi saat aynı zamanda uzun pozlamalar için de harika bir zamandır, çünkü genellikle banliyö trafiğinden ışık izleri alırsınız.
Batı ülkelerinde ışıklar genellikle Doğu’dakinden daha erken yanar. Mavi saatlerde genellikle daha az koşuşturma olur ve akşamın ilerleyen saatlerinde şehir merkezi bölgelerinde işler canlanır.
Bu akşamüstü vakti sokaktaki insanları çekmek için harikadır. Birçok batı ülkesinde de işler daha erken bitme eğilimindedir – bu da çekim yaparken iyi bir şeydir, çünkü gece geç saatler dışarıda olmak için en güvenli zaman değildir.
Planlama
Gece fotoğrafçılığına kendi yaklaşımım, hem yavaş (uzun pozlama) hem de hızlı (insanlar ve sokak) görüntülerin bir kombinasyonunu hedeflemektir. Bu şekilde çok çeşitli görüntüler yakalıyorum.
Zamanım varsa, genellikle bu tarzları birbirinden ayırıyorum ve bir akşam bir şekilde çekim yapmaya çalışıyorum ve bir sonraki akşam tam tersi bir yaklaşımla devam ediyorum, bu da tamamen odaklanmamı ve acele etmememi sağlıyor.
Her zaman bir yerin, binaların ve sahnelerin ne zaman aydınlandığını ve canlandığını bulmaya çalışın. Bu en iyi şekilde etrafta dolaşarak yapılabilir, ancak zamanınız kısıtlıysa biraz çevrimiçi hafiyelik de yardımcı olabilir.
Bölünmüş kararlar
Nasıl çekim yapacağınıza karar verdikten sonra sıra lojistiği düşünmeye geliyor. Zamanım elverirse, bir akşamı yürüyerek, diğer akşamı da toplu taşıma araçlarını kullanarak belirli bir bölgeyi hedeflemeye ve uzun pozlamalar çekmeye çalışırım.
Bu genellikle otobüslere, trenlere, tuk tuk’lara veya taksilere atlamak anlamına gelir, bu nedenle yoğun saatlerde bir takside sıkışıp kalırsanız çekim pencereniz kısa olabilir.
Ayrıca, hafif seyahat edin. Önemli binaların ve turistik yerlerin çoğuna 3-4 saat içinde ulaşmaya çalışın ve beklenmedik bir anda ortaya çıkan sahneler için biraz daha fazla zaman ayırın.
Son olarak, akşamınızdan memnunsanız ve sokaklar hala canlıysa, ekipmanınızı değiştirmeyi ve mümkünse sokak tarzında çekim yapmayı düşünün.
Uzun pozlamalar
Tripodla uzun pozlamalar söz konusu olduğunda, bir çekim listesinin yeni yerler için yararlı olabileceğini düşünüyorum. Ufuk çizgisi tipi görüntüler, içinde su olan bir şey (nehirler, fıskiyeler veya havuzlar), ayrıca bulanık (hareketli) insanlar veya ışık izleri olan bir görüntü hedefleyin.
Bu, bir akşamlık çalışma için çok fazla görüntü gibi görünmeyebilir, ancak kurulum için gereken zamanı ve kaçınılmaz olarak meydana gelen aksiliklerin sayısını hesaba kattığınızda, bir akşamda 3-4 iyi gece uzun pozlamasının zor bir istek olduğunu göreceksiniz. Acele etmeyin ve acele etmemeye çalışın.
Gökdelenler ve ikonik binalar için, mavi saat civarında veya binalar aydınlandıktan hemen sonra çekime başlayın. Bu muhtemelen sadece bir mavi saat sahnesi yakalamak için zamanınız olacağı anlamına gelir, bu nedenle her zaman önce ana hedefinize gidin ve sahneyi çalışın!
Işık azaldıkça, kararan gökyüzünün sahnenin daha az bir parçası olduğu ışık izi veya hareket görüntüleri yakalamaya çalışın.
Büyük şehirlerde yükseğe çıkmaya çalışın. Büyük otellerin çoğunda panoramik manzaralı çatı barları veya restoranlar vardır. Buralara çıkmak için pahalı bir kokteyl ödemeye hazır olun, ancak genellikle buna değer. Yine, mümkün olabilecek çekim türlerini araştırmak için Google burada arkadaşınızdır. Bunu yapamazsanız, karşıdan karşıya çekim yapabileceğiniz ve sudaki yansımaları yakalayabileceğiniz su kenarlarını arayın.
Son olarak, daha dar görüntüler için, ışık izleri için hareketli araç trafiği akışlarını veya tercihen üzerlerinde biraz aydınlatma olan, birden fazla yönde yürüyen insan kalabalığını arayın. Sokak pazarları bunun için harikadır.
Aksesuar ve ayarlar
Fotoğraf makineme bir L braket ve Arca-Swiss plaka taktığım küçük ve hafif bir tripodum var. L braketi, fotoğraf makinesinin yönünü hızlı ve kolay bir şekilde değiştirmenizi sağladığı için kullanışlı.
Uzun pozlamalarda, yardımcı olsa da hızlı prime ihtiyacınız yok. Orta sınıf bir zoom (24-70mm eşdeğeri) ve daha geniş bir zoom lensin (16-35mm eşdeğeri) en iyi seçenekler olduğunu düşünüyorum. Ayrıca mavi saat çekimleri için veya işleri gerçekten yavaşlatmak istediğimde ve çok fazla mevcut ışık olduğunda vidalı bir ND3 filtreye sahibim.
Fotoğraf makinenizi ve kadrajınızı ayarladıktan sonra, makinenizin otomatik odaklamasına güvenemeyeceğiniz için odak eşleme ile manuel olarak odaklanmanızı tavsiye ederim. ISO’yu düşük tutun ve diyaframı sahneye, lense ve ışığa bağlı olarak f11-f18 arasında bir yerde tutun.
Parlak sokak lambaları varsa, f16 ila f22 civarında bir yerde yıldız patlaması etkisini vurgulamaya yardımcı olacaktır. Işığa bağlı olarak, deklanşör hızları muhtemelen üç saniye ile 30 saniye arasında olacaktır. Zamanınız kısıtlıysa, deklanşör hızınızı düşürmek ve daha fazla çekim yapmak için ISO değerinizi biraz artırabileceğinizi unutmayın.
Son olarak, varsa kablolu bir deklanşör kullanın, yoksa deklanşöre bastığınızda tripodun hareket etmediğinden emin olmak için fotoğraf makinenizde bir deklanşör geciktirici kullanın.
Sokak stili
Gece sokak sahneleri çekmek birçok yönden gündüz çekimi gibidir. Güvenli düşünmeniz, hızlı ve ihtiyatlı olmanız, ekipmanınızı asgari düzeyde tutmanız ve izole yerlerden kaçınmanız gerekir. İçlerindeki insanları tanımıyorsanız barların çevresinde çekim yapmaktan kaçınmanızı öneririm. Birkaç içki içen insanlar agresifleşebilir, özellikle de birinin kendilerine kamera doğrulttuğunu gördüklerinde.
Bir kamera gövdesi, birkaç yedek pil ve hızlı bir prime lens gece sokak çekimleri için her zaman tercih ettiğim silahlar olmuştur.
Önceleri, kalabalık sokak sahnelerine yaklaşabilmeniz için yanınıza 35 mm gibi kısa bir prime lens almanızı önerirdim, ancak son zamanlarda daha uzun bir lensin daha mantıklı olduğunu düşünüyorum. Şahsen ben 90 mm’ye eşdeğer bir lens kullanıyorum ve uzaktan çekim yapmayı tercih ediyorum. Bunun nedeni, insanların kişisel alan fikirlerinin son iki yılda çok değişmiş olması ve mesafeyi korumanın çok daha anlamlı hale gelmesi.
Kamera Ayarları
Ben manuel çekim yapıyorum, ancak düşük ışıkta çalışmak için Av (Diyafram Önceliği) veya Tv (Deklanşör Önceliği) gibi yarı otomatik modlardan birini kullanmayı tercih edebilirsiniz.
Ne kullanmayı seçerseniz seçin, ISO değerinize dikkat edin. Neyle idare edeceğiniz fotoğraf makinelerine ve kişisel zevklere göre önemli ölçüde değişir, ancak genel bir kural olarak ISO 400-1600 arasında kalmaya çalışın, ancak son zamanlarda bunu çok zorladım (bazı durumlarda ISO 10.000’e kadar).
ISO değerinizi zorlamaya hevesliyseniz, aşırı gölgeler yakalamaktan veya gökyüzünün geniş alanlarını kadrajınızın bir parçası haline getirmekten kaçının çünkü bu alanlar gürültüyü ‘yoğun’ öğelerden daha fazla gösterecektir.
Deklanşör hızınıza dikkat etmeniz de çok önemlidir. Hareketi dondurmak için gereken enstantane hızlarına ulaşamadığınızı fark ederseniz, iyi bir teknik de size yardımcı olabilir. Dirseklerinizi yanlarınıza yakın tutun, bir duvara yaslanın veya pozisyonunuzu sabitlemek için dizlerinizi hafifçe bükün.
Örneğin bir dükkânda çalışan birini dondurmak için en azından saniyenin 1/60’ı yeterli olacaktır ama mümkünse bunu iki katına çıkarmaya çalışın (yaklaşık 1/125s).
Benim tercih ettiğim yöntem, kamerayı her zaman hazır bulundurmak, ayarlarımı önceden tahmin etmek ve ardından hızlıca çekip mikro ayar yapmaktır – EVF’nin gerçekten yardımcı olduğu yer burasıdır.
Son olarak, bir konu beni fark ederse her zaman eğlenceli bir etkileşim kurarım ve ya jest yaparım ya da fotoğrafı çekip çekemeyeceğimi sorarım – bu %80 işe yarar.
Örneğin yemek tezgahlarındaki insanların olduğu kalabalık bir ortamsa, insanlar ya sizi fark etmediğinden ya da fotoğraflarının çekilmesine alışık olduklarından bu çok daha kolay oluyor. Bu, Instagram ve cep telefonu çağının faydalarından biridir.